Not: Konu özetinin resimli kelime listesi konu özeti dahil olmak üzere sayfanın en altındaki linkten indirebilirsiniz.
Türkçe karşılığı gelecek zaman olan bu zaman yapısı ikiye ayrılmıştır.
Will Future
Olumsuz Cümle Yapısı
I You/We/They won’t + fiil. He/She/It
|
Olumlu Cümle Yapısı
I You/We/They will + fiil. He/She/It
|
Tüm öznelerde will+fiil şeklinde kullanılır
Soru Şekli
I Will You/We/They Fiil? He/She/It
|
I
Yes, You/We/They will. He/She/It
|
I
No, You/We/They won’t He/She/It |
“Will future” gelecekle ilgili herhangi bir plan veya niyet olmayan durumlarda kullanılan yapıdır. Konuşma anında gelecekle ilgili karar verildiğinde bu yapı kullanılır. Yani daha önceden planlanmamış veya kesinleşmemiş yapılar için bu yapı kullanılır. Bu kullanımda Türkçeye “ gideceğim, geleceğim” anlamıyla değil, “gideyim, geleyim” şeklinde de çevrilebilir. Daha çok gelecekle ilgili tahminlerde kullanılır.
I will be there in five minutes (Beş dakikaya orada olacağım/olurum)
I promise I won’t tell it anyone (Kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum)
I think there will be erosion because we destroy forests. So many animals and plants will extinct in the future. (Bence erozyon olacak çünkü ormanları tahrip ediyoruz. Pek çok hayvan ve bitki yok olacak.)
I think we will have water shortage because we waste too much water. (Bence su kıtlığı yaşayacağız çünkü çok fazla su israf ediyoruz.)
I guess global warming will be a great danger.( Sanırım küresel ısınma büyük bir tehlike olacak.)
BE GOING TO FUTURE
“Be going to future” daha önceden planlanan ve kararlaştırılan gelecekle ilgili eylemlerden bahsederken kullanılır.
Olumsuz Cümle Yapısı
I am not going to + fiil. You/We/They aren’t going to + fiil. He/She/It isn’t going to + fiil.
|
I am.
Yes, You/We/They are. He/She/It is.
|
Soru Şekli
Am I going to Are You/We/They going to Fiil? Is He/She/It going to
|
I am not.
No, You/We/They aren’t. He/She/It isn’t.
|
Olumlu Cümle Yapısı
I am going to + fiil. You/We/They are going to + fiil. He/She/It is going to + fiil. |
We are going to meet at 7 this evening. (Bu akşam 7’de buluşacağız. Daha önceden planlanmış)
Sally is going to fly to Rome this evening.(Sally bu akşam Roma’ya uçacak. Biletini almış. Gideceği kesin)
He is going to cook.
(Yemek yapacak) |
She is going to wash her hair
(Saçını yıkayacak) |
He is going to study.
(Ders çalışacak) |
Olumsuz Cümle Yapısı
I shouldn’t+ fiil. You/We/They shouldn’t+ fiil. He/She/It shouldn’t+ fiil.
|
Olumlu Cümle Yapısı
I should+ fiil. You/We/They should+ fiil. He/She/It should+ fiil.
|
Öğüt veya tavsiye bildirmek için kullanılan yapıdır. Türkçeye –meli, -malı şeklinde çevrilir. Bir şeyin yapılmasının iyi olacağını söylemek için kullanılır. Tüm öznelerde should ve fiilin yalın hali, olumsuz şekillerinde ise tüm öznelerden sonar shouldn’t ve fiilin yalın hali kullanılır.
We should reduce heat-trapping gases.( Isı tutucu gazları azaltmalıyız)We shouldn’t waste water.(Suyu israf etmemeliyiz)
What should we do to save the Earth?(Dünyayı korumak için ne yapmalıyız?)
I should pay more attention.(Daha dikkatli olmalıyım.)
You should switch off the lights when you don’t use.(Kullanmadığınızda ışıkları kapatmalısınız.)
MASTERMIND | |||
avalanche | Çığ | deforestation | ormansızlaştırma |
landslide | Toprak kayması | recycle trash | Atıkları dönüştürmek |
forest fire | Orman yangını | rechargeable | Şarj edilebilir |
drought | Kuraklık | global warming | Küresel ısınma |
earthquake | Deprem | overpopulation | Nüfus fazlalığı |
tornado | Kasırga/hortum | public health issues | Halk sağlığı sorunları |
tsunami | Deprem dalgası/tsunami | climate change | İklim değişikliği |
volcanic eruption | Volkanik patlama | be careful | Dikkat etmek |
flood | Sel | toxic materials | Toksik malzeme |
fire | Yangın | loss of biodiversity | Biyolojik çeşitlilik kaybı |
dry soil | Kuru toprak | harmful substance | Zararlı madde |
shoulder | Sorumluluk yüklenmek | threatening | Tehdit |
erosion | erozyon | famine | açlık/kıtlık |
extinct | Nesli tükenmiş | Otherwise | Aksi halde |
collapse | Çökmek/çöküntü | increase | Artmak/çoğalmak |
lava | lav | run out | tüketmek |
waste | İsraf etmek/boşa harcamak | occur | Meydana gelmek/gerçekleşmek |
injure | Yaralamak/zarar vermek | Cause | Sebep olmak |
pollute | Kirletmek | Result | Sonuç |
slow down | yavaşlatmak | Suggest | önermek |
suffer | Acı çekmek/katlanmak | public transport | Toplu taşıma |
death | Ölüm | environmentally friendly | Çevre dostu |
Injury | Yaralanma | renewable energy | Yenilenebilir enerji |
physical damage | Fiziki hasar/maddi zarar | agricultural land | tarım arazisi |
Survive | Hayatta kalmak | reduce | Azaltmak |
disaster | Afet/felaket | Unfortunately | maalesef |
glacier | buzul | poverty | Yoksulluk/sefalet |
rise | Yükselmek(su vb) | Magnitude of earthquake | depremin şiddeti |
Witness | Şahit olmak/tanık olmak | destroy | Tahrip etmek |
municipality | belediye | natural disaster | Doğal felaket |
rescue efforts | Kurtarma çalışmaları | Natural forces | Doğal afet |
prediction | tahmin | cope with | baş edebilmek |
protect | Korumak | enormous | Devasa/kocaman |
environment | çevre | water shortage | Su kıtlığı |
earthquake drill | Deprem tatbikatı | precaution | Önlem/tedbir |
supply | Tedarik etmek/sağlamak | destructive | Yıkıcı/tahrip edici |
irresponsibly | sorumsuzca | pollution | kirlilik |
adapt | Adapte olmak/uyum sağlamak | Manage to | Bir şeyi yapmayı başarmak |
significant | Kayda değer/önemli | destroyed | Tahrip edilmiş |
as a whole | Tamamıyla/genel olarak | damaged | Hasara uğramış |
UPSWING | |||
victim | kazazede | hurricane | kasırga |
psychological problems | psikolojik sorunlar | disaster epidemiology | afet sonrası salgın |
Absolutely | kesinlikle (cevap olarak) | loss | Kayıp/ zarar/hasar |
evacuate | tahliye etmek | because of | ….den dolayı |
Authorities | yetkililer | Effect | Etki/tesir |
slope | Eğim/ meyil/yokuş | Affect | etkilemek |
neighboring | Civardaki/ yöredeki/ yakın | entire | Tüm/hepsi |
İngilizce 8. sınıf 10. ünite Konu özeti indir
Halil İbrahim KELEŞ
www.konuyabak.com
|